Devlet Ana By Kemal Tahir

Destan yazmış Kemal Tahir, dönemin dilini mükemmel kullanmış. İlk elli sayfasında kitabın içine girmekte zorlanmıştım fakat ondan sonra bir açıldı ki, beni 1290 yılına at üstünde götürdü sanki. Bir başyapıt çıkarmış ortaya gerçekten. Devlet Ana Kemal Tahir'in kendi siyasi duruş ve tarih okumasına heba ettiği bir romandır Devlet Ana. Kötü Bizans ve uşakları ile iyi Osmanoğulları kurgusu tüm kitap boyunca peşinizi bırakmaz ve kendinizi bir yerden sonra Kara Murat filminde sanmaya başlarsınız. Kitabın kötülüğü dil ve kurgudan öte politik okumasıyla ilgilidir tıpkı Rahmet Yolları Kesti de olduğu gibi. Bir edebiyat eseri salt bir fikri savunma adına yapıldığında ortaya çoğu zaman iyi bir eser çıkmıyor. Ama yine de okunmalı diye düşünüyorum, kaçırdığı imkan devasa çünkü. Devlet Ana Tahir’in kendisine rağmen bu eser onun güzel yeteneğinin aynası. Üslubuyla; romanın kanı olmuş o kurgu Türkçenin güzelliğiyle Devlet Ana, ana dilimizin büyük bir çağlayanı. Doya doya kana kana içtim, uzun uzun yıkandım. Çeviri eser okyanuslarına tazelenmiş olarak yeniden dalabilirim artık. Devlet Ana Yazar eserini kendi bakış açısı ve okumasına göre yazar. Bundan doğal bir şey olamaz. Hele bahsi geçen eser “kurgu” bir eserse; hatta yazar eserini kaleme alırken “benim de masalım var” diyerek yola çıkmışsa burada politik doğruculuk yapmak ancak politik hazımsızlığa işaret eder diye düşünüyorum.
*
Bu bahsi bir kenara koyduktan sonra belirtmem gerekir ki; Kemal Tahir’in kullandığı dil çok özenli. Bu anlamda 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nün kendisine verilmesi hakikaten isabetli olmuş.
Gayet akıcı, sürükleyici bir “roman”; okunması, okutulması gereken bir kitap Devlet Ana. Devlet Ana Esir Sehir Uclemesi ile Kemal Tahir kulliyatini bitirmeye niyetlenmistim. Araya bu Devlet Ana kitabini aldim ve iyi de almisim. Osmanli'nin kurulus donemine gelen olaylari muthis bir dille anlatmis Kemal Tahir. Bu hikayenin icinde kaybolup kendinizi gecmiste buluyorsunuz. Mutlaka okumalisiniz. Devlet Ana

'Devlet Ana', Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu'nun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir'in en önemli romanı olarak gösterilen 'Devlet Ana', onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.
Kemal Tahir, tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem 'mahalli ağızları', hem Türkçe'nin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilmiştir. Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik 'Devlet Ana'da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçe'nin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir'in eserlerinde kendini göstermektedir.
- Selahattin Hilav- Devlet Ana

Yıllardır aklımda olan fakat bir türlü okumadığım bir romandı, sonunda okuyabildim çok şükür. Bu öyle bir kitap ki yazılmasa bence Türk edebiyatında birşeyler eksik kalırmış. Özel ve önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Hikaye bildiğiniz gibi Ertugrul Gazi , Osman Bey, Orhan Bey döneminde geçiyor. Tam yılı da yazayım 1290 senesi. Ertugrul Gazi yaşlanmış, Osman Bey yerine geçmek üzere, oglu Orhan da 13 yaşlarında. Henüz adı Osmanogulları bile değil, ufak bir beylik. Bitinya deniyormuş o zamanlar Kemal Tahir'in yazdığına göre.
Açılış kısmı başarılı, devamı daha da başarılı. Bizans'tan kopup gelen, kendine toprak edinmeye çalışan bir barbar şövalye Sögüt'ü ele geçirme planları yapıyor. Açılış bu şekilde. Kitapta hep adını duyduğumuz karakterler de var Yunus Emre gibi , Şeyh Edebali gibi. Bunlar da ayrıca hoşuma gitt, hikayeye de çok güzel yedirilmiş. Kitapta hem yeni hem o zamanın Türkçesi kullanılmış, bu da kitaba zenginlik katmış. Diyaloglarda o zamanların dilini kullanmaya çalışmış Kemal Tahir, anlatım kısımları ise günümüz Türkçesiyle yazılmış. Tabi kullanılan dil o zamanın diline ne kadar uygun bunu bilemiyorum ama olması gereken buymuş bence. Yani tamamen bu zamanın diliyle yazılsa birşeyler eksik olurdu diye düsünüyorum.
Kitapla ilgili yapılan bazı eleştiriler var milliyetçi duygularla yazıldığına dair. Ben şahsen buram buram milliyetçilik kokan bir metin okumuş gibi hissetmedim. Bazı satırlarda evet ecdadımızı yüceltelim, düşmanımızı kötüleyelim gibi durumlar var yok değil, ama dediğim gibi bana çok abartılı gelmedi, beni baymadı.
Benim eleştirebileceğim kısım ise kitabın gereğinden fazla uzun olması. 600 küsür sayfa yerine 450 sayfalık bir roman olsa daha rahat okunabilir bir roman olurmuş diye düşünüyorum. Bazı sayfalardaki uzun ayrıntılar, zaman zaman tekrara düşmesi biraz rahatsız edici oldu benim için ve sıkıldım bu gereksiz ayrıntıları okuduğumda.
Genel olarak baktığımda kesinlikle çok başarılı ve okunmaya değer bir roman olduğunu düşünüyorum. Devlet Ana Bu aslında bir romandan çok bir destana benzemiş.
Osmanlı İmparator'luğunun kuruluş yıllarındayız.
Söğüt, Domaniç ve Bilecik civarlarına götürüyor bizi Kemal Tahir.
Şeyh Edebali burda, Ertuğrul Gazi burda, Osman Bey var, genç Orhan Bey var.
Yaban elden bir şovalye gelmiş. İsmi Notus Gladius. Birde arkadaşı var; Uranha.
Uranha bir Türk ancak müslüman değil. Böylelerine Türkopol deniyor.
Bu iki tip Türk ellerine gelip ortalığı karıştırmak peşindeler. Toprakları ele geçirecekler fikirlerince.
Ancak Yaşlı Ertuğrul Gazi, Edebali'nin de aklıyla oyuna gelmiyor ve bunları tepeliyorlar.
Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından başa geçen Osman Bey de (Kara Osman) aynı şekilde güvenle devletini yönetmeye devam ediyor. Osman Beyse sağda solda düşman kovalıyor.
Türklüğü ve müslümanlığı yücelten ama ırkçılık ve dinciliğede çok bulaşmayan çok güzel bir kitap olmuş.
Seviyesi bence üniversitedir.
Lisede ağır gelir. Devlet Ana Kemal Tahir, şüphesiz çalışkan bir romancı. Devlet Ana'yı yazmadan evvel oturup Bizans kroniklerini de, Aşıkpaşa-zâde'yi de okumuş, çok belli. Kelile ile Dimme, Nizamülmülk'ün Siyasetname'si vs. Osmanlı siyasi düşüncesini oluşturan ne varsa cepte. Ölüm kalım mücadelesi arasında İslamiyet'i seçmek zorunda kalan Rum çocuğu Mavro'nun kafa karışıklığı çok gerçekçi. Bir efsane olarak söylenen Bacıyan-ı Rum'un Osmanlı kuruluşundaki rolünü abartmak, Kemal Tahir'in tercihi, ki olabilir. Neticede roman yazıyor, tarihi gerçeklere birebir uyacak diye bir şey yok. Üstüne Söğüt-Domaniç-Eskişehir çevresinin 14.yy coğrafyasını da iyi çalışmış olması takdire şayan. Bu kadarını Osmanlı tarihçilerinin önemli kısmı yapmıyor. Bu konuda bir parça uyanış başladıysa, o da ta 1990larda Halil İnalcık'ın bölgede yaptığı keşif gezileri ve arkeolojik kazılarla başladı. Ama Kemal Tahir nereden öğrendiyse, bölgenin bataklık olduğunu öğrenmiş. Doğru bu, yörede sonraki yüzyıllarda o bataklarda pirinç yetiştirilecek, geliri de vakfedilecekti. Issız Han, gerçekte Abolyond Gölü kıyısındadır, ki orası da bataktır, romanda Eskişehir-Söğüt çevresine getirilmiş, o da olabilir.
Eşkıyalığa prim tanımayan Kemal Tahir'in, kuruluş dönemi çalışanların genelde severek çalıştığı yarı pagan inanışlara sahip, Babai İsyanı artığı deli derviş savaşçılara çok prim tanımaması, Kemal Tahir için olağan. Kemal Tahir, mesela Yaşar Kemal'in aksine, isyankar - devlet dışı şiddet kullanma gücünü elinde tutan aktörleri asla romantize etmez. Kurumsallaşmaya ve idealindeki devlete inanır. Bu ideal ne Osmanlı ne TC, yanlış anlaşılmasın. Bunların yalnız olumlu yönlerini miras edinen ve henüz kurulmamış Marxist devlet ki, o da Kemal Tahir'in Çorum ve Çorumlular'ı merkeze alan romanlarını okuyanlar bilir, Anadolu halkından çıkmaz. Mecburen tepeden inme gelecektir ya da mevcut olandan evrilecektir.

Velhasıl Devlet Ana, hazırlığı fena yapılmamış bir tarihi roman. İyi bir tarihi romanda olması gerektiği gibi (bkz. György Lukacks, The Historical Novel) gerçek tarihi karakterler (Orhan Gazi, Şeyh Edebali, Osman Gazi vs.) romanın merkezinde değil, yan karakterler ve asıl kahramanlar da tarihi omuzlarında yükselten isimsiz kahramanlar. Bu romanda: Mavro, Kerim ve romanda neredeyse Osmanlı'nın kurucu öğesi gibi tasvir edilen kadın kahraman Bacıbey.

Peki neden üç yıldız verdim? Çünkü ilk basımı 1967'de yapılan bu roman, dönemin bilinen en eski Osmanlı tarihi kaynaklarını iyi bellemiş de olsa, bence Kemal Tahir'in en iyi romanlarından bir kesinlikle değil.

Beni her zaman rahatsız eden yazarın kendi fantazileriyle örülü Kemal Tahir romanı erotizmi (?) bir tarafa, Kemal Tahir'in tüm roman boyunca 13. yy. sonu Rumlarının da Türkmenlerinin de hem konuşmalarını hem düşünce tarzlarını da mesela yazarın Yediçınar Yaylası, Büyük Mal, Sağırdere, Bozkırdaki Çekirdek, Karılar Koğuşu vb. romanlarında resmettiği 19. ve 20. yy. Çorumluları yahut Malatyalıları'ndan farksız anlatması!

Şiveden, Kemal Tahir'in romanlarında karakterlerine kullandırmayı çok sevdiği deyişlere kadar (İslam dini aşikarane, ...yapsam, ne lazım gelir? gibi) Kemal Tahir'ın Devlet Ana karakterlerine de aynen kullandırması.

Yarhisar tekvurunun kızı Çorum'un Yamören Köyü'nün Ayşe'si gibi konuşup düşünmez mesela, ama Kemal Tahir anlatımında aralarındaki fark kıl kadar ince. Belki o bile yok. Nilüfer Hatun eninde sonunda bir Bizans asilzadesi yahu. Kadın dönemin Bizans soylu çevresi İznik'te olduğundan, Bursa'nın fethinden sonra bile İznik'ten çıkmıyor, Orhan Gazi de Bursa'yı Ahiler'e bırakıp yirmi kusur yıl kışlarını İznik'te, yazlarını Keşiş Dağı'nın yaylalarında geçiriyor, asilzade hanım belasına. Şüphesiz Ayşe'den daha özgüvenli bir karakter. Ha bu romandan sadece bir örnek...

Özetle, genel olarak bu 13. yy. sonu 14. yy başı Babai İsyanı bakıyesi bu uç beylikte ve çevresindeki Rum ortodoks çevrede, her nasılsa herkesin Çorumlu çıkması, Çorumlu gibi düşünmesi, konuşması bana bu sefer olmamış Kemal Tahir dedirtti. Devlet Ana Bambaşka bir dil, Anadolu, sirkelenip palazlanmaya çalışan beylikler, Söğüt ve Selçuklular'ın yıkıntısı üzerinde sağ kalıp palazlanmaya çalışan Türkmenler. Başta beni korkutan, zor alıştığım metin gittikçe heyecanlı, keyifli ve hızlı okunur oldu. Devlet Ana İnanılmaz bir kitaptı! Baştan sona heyecanla ve büyük bir zevkle okudum. Kemal Tahir gerçek bir usta. Okumadan önce yıllarca gördüm bu kitabı ve nedense siyasi konulu bir kitap diye düşündüm. Halbuki kitap Osmanlı'nın kurulmasına bir kaç yıl kala Anadolu'da yaşananları anlatıyor.

Ben hiç bir zaman tarih okumayı sevemedim ama Kemal Tahir büyük bir zevkle sunuyor. Tarz olarak tarihi-kurgu olduğunu söyleyebilirim. Usta, Türkçeyi o kadar güzel kullanıyor ve yerel konuşmaların tarzını aksanını o kadar güzel ve inandırıcı ki bir anda okunuyor. Kitabın net bir ana karakteri yok ama herkesin bildiği Osman Bey, Orhan Bey, Ertuğrul Gazi gibi kişiler baş karakterler arasında. Batının yüz yıldır yaptığı ve hala sürekli devam ettiği geçmişinin masallarını romanlaştırmayı Kemal Tahir örnek olacak şekilde başarmış.

Muhteşem bir kitaptı, herkese tavsiye ederim. Devlet Ana

Devlet

CHARACTERS ↠ eBook, ePUB or Kindle PDF ☆ Kemal Tahir