Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin By Deniz Gezgin

Hiç doğmamışa ölü denebilir miydi? Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin Çok etkileyici idi, yüreğim ağzımda okudum son sayfaya kadar... Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin İsmi ve mitoloji ile olan bağlantısı yüzünden seçtiğim bir kitap yine. Neyse ki bu sefer hüsrana uğramadım Lilith'te olduğu gibi.

Kitabın bir kadının elinden, hem de doğayı içine katmış bir kadının elinden çıktığı o kadar belli oluyor ki. Her satırda, her karakterde hissettim bunu.

Kimi kitapla aramı açan ve aslında kendimi tekrar ederek sürekli dem vurduğum ardı doldurulmamışlık hissi bu kitaba uğramıyor. Kitabı bunca sevmemdeki etkenlerin başında geliyor sanırım bu. Karakter(ler) yaratma, onların geçmişinden parçalar sunma ve bunların şimdideki izlerini sürme konusunda başarılı olmuş yazar. Mitleri de metne öyle güzelce yedirmiş ki takip edemediklerim olduysa diye üzüldüm içten içe. Her kelimede bir anlam arayan biri olan bana Yaşasın! dedirtip beni gülümsetecek kadar detayla doldurduğunu söyleyebilirim Deniz Gezgin'in kitabı. Durup durup İyi ki yazmış, sağ olsun, diye geçirdim içimden.

Kitabı, karakterleri ve hatta yazarın kendisinin bıraktığı etkiyi tarif edebilecek bir kelime gerekse Latince kökenini göz önünde bulundurarak naif derdim. Okunan yazarlarla tanışma isteği bende pek sık oluşan bir şey değil ama bu seferkiyle bir ağacın dibine uzanmak, saçımı dizine serip bana ağaçların hikâyelerini anlatışını dinlemek istedim. Bilmiyorum, bir başkası bunca etkilenmez belki bu kitaptan ama ben kuytu köşeye çekilip Ege'yi çağrıştıran kelimeleri koklamak, tüm o yersizlik ve ait olamama hissine rağmen kökler gibi örülmüş sayfaları gönlüme sarmak istedim. Neyse, diyeceğim o ki; ses verdiği tüm ahrazlarca sağ olsun, eksik olmasın Deniz Gezgin. Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin 4.5/5
Adile toplum tarafından dışlanan, kasabanın laneti olarak görülen bir kadın. İsrafil de onun oğlu olarak zaten lanetli doğmuş bir çocuk ve bebekliğinde geçirdiği bir hastalıktan dolayı işitmiyor.
Adile ne kadar iletişime kapalı, kendi dünyasına dönükse İsrafil tam tersi. Kendine dostlar bulup kendini lanetli görenlere rağmen yaşamayı seçiyor.
Zamanının her popülerleşen romanı gibi Ahraz'a da biraz tereddütle başlamıştım ama beklediğim gibi olmadı. Çok beğendim. Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin Adile kabuk bağlamış bir kadın.
Bir zamanlar çocuktu aslında ama hatırlamıyor. Yüzyıllar geçmiş gibi üzerinden. Hiç meme emmemiş, hiç sevgiyle kucaklanmamış gibi..
Sonra suların içinden bir can geliyor ona. , doğrusu gelen canı sudan belliyor.
İsrafil taşlaşmış yüreklerin ortasında sürgün vermiş bir ağaç oluyor. Parlıyor sustuklarıyla. İsrafil serpildikçe Adile çekiliyor toprağına.
Yusuf geliyor yüzünden ak yüreğiyle..
Bir Zehra var aklında kara bulut, bedeninde bin bir bereket.
.
İki gün önce bitirdiğim bir kitaba şimdi bir şey yazabiliyorum.
Çünkü zordu kelimeleri toparlamak, zordu okuduklarımı hazmedebilmek. Oteldeki insanları canlı canlı yakan insanların sevinç çığlıklarını duydum çünkü, gencecik bedenlere sanki hiç insan olmamış gibi ‘vur’ diyenleri, beslememek için asanları..
Adile ve İsrafil’in içinde yaşadıkları yer bize uzak değil, kapı komşumuz onlar. Aynı denizden beslenip, aynı toprağa ayak basan insanların etinizi koparması, sizin içinizi oyması bize yabancı değil. O yüzleri tanıyoruz biz. O kötülüğü biliyoruz.
Adile de oluyoruz, İsrafil de.
En çok ahraz oluyoruz. Görüp de duymamak, görüp de konuşmamak tek sığınağımız oluyor.
.
Peki siz duymadınız mı? İsrafil sura üfledi..
.
Deniz Gezgin kelimeleri senenin bana kattığı en güzel hediyelerden oldu..Sırada diğer kitaplarıyla yeni evrenlere ulaşmak var 🌿
.
Kapak tasarımı yine etkileyici bir Utku Lomlu çalışması~ Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin

İnsan, başlı başına bir mitolojidir...

Ahraz olan da, bu mitolojinin kaotik kahramanıdır. Tozlu hayalleriyle balıklara dokunur, onları sever, onlardan nefret eder ya da kaldırımda bir sonraki günün erzağını toplamaya çalışırken, kederin hasadını yapmaya zorlarken bulur kendisini.

Su Mitosları'nda tarihi bir yolculuğa çıkaran Deniz Gezgin, bu kez de Sudan taşarak gelen bir hikayeye dokunmaya davet ediyor okuru. Kitabı elinde tutanları alışılmadık bir sahil kasabasında, farklı bir kadın profili olarak Adile'nin hüznünü paylaşmaya ve hayallerinden misket yapıp onları denize teslim eden İsrafil'in ufku belirsiz maceralarına kulaklarını yaslamaya çağırıyor ve ardından, büyük bir soru ile baş başa bırakıyor:

Şeytan yükümüzü sırtlanan günah keçisi değilse nedir? Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin

Deniz Gezgin ¹ 9 review

Muhteşem bir kitabı okumuş olmanın mutluluğunu yaşıyorum şu an. Birkaç zamandır özlemini kurduğum bir okuma deneyimi oldu benim için. Tam olarak neden bu derece sevdiğimi de kendime ifade edemiyorum fakat okurken bana yaşattığı hissiyat o kadar gerçekti ki bunun da yazarın kaleminde var olan güç ile mümkün olabileceğini düşünüyorum.

'Aile nedir sence?' dedi Yusuf, uzun bir susuş sonrası çamurlu yaşlarını kazağına silerken. 'Leş kokulu bir mikrop böyle kan kusturan, insanın içini sinsice sarıp çürüten, öldürmeyip de süründüren bir illet. İşte bu kasaba da o illetin karantinası, hastalığın kapanı. Tepemizdeki rüzgar niye bu kadar deli sanıyorsun, başka yerde böyle mi? Kokumuzu dağıtmak için. Çürüyoruz burada, tıkılmış kalmışız. Tam da böyle bir kasabada geçiyor yazılanlar. Sıkışma hissini iliklerine kadar hissediyor okuyucu, her bir sayfa geçişinde hoş bir dil eşliğinde anlatılanların gerçek dışılığında savruluyor. Ta ki her şeyi silip süpüren rüzgar kasabanın üzerine çöküp gidene kadar.

Ahraz yazarın ilk romanı. Hoş bir anlatıma sahip kitap ilk roman olmasına rağmen bundan sonraki(ler) Ahraz'ın yakaladığı başarıyı geçebilir mi bilemem fakat en azından benim için bu kitabın yeri her zaman ayrı olacak.

İyi okumalar. Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin Bir kıyamet anlatısı Ahraz. Sırtını Ege kıyısına yaslamış, hikayesini kadim efsanelerle iç içe kurmuş ama tam da içinde boğulduğumuz bugüne dair söyledikleri ve ima ettikleriyle çok iç acıtıcı ve hakiki bir kitap. İç acıtıcı çünkü anlattığı lanet kaderimiz, hakiki çünkü içinde yalandan ümitlere yer yok.

İfrit Adile, Ahraz İsrafil, mavi, Yusuf ve göçmenler. Ve karşılarında bütün kasaba, işinde gücünde sade vatandaşlar. Yazar, bu iki karşıtlık üzerinden bildiğimiz dünyayı tüm pisliğiyle önümüze seriyor. Öfkeli bir kitap ama anlatıyı bu öfkeye teslim etmeden( ki etse hakkıdır) nakış nakış örüyor yazar.

Kıyamet kelimesinin bir diğer anlamı ayağa kalkmak lakin bu cehennem kasabasında ayaklanmak güçsüzü ezme anında oluyor ve mazlum bir kez daha afyonuna sarılıyor. İsrafil'in kulesi ve Yusuf'un gemisi Nuh ve Babil'den ilhamını alıyor. Yazar kitap boyunca anlattığı mitleri bugünle yetkince birleştirirken, bize de kasaba yanarken saçını tarayan ablaya hak vermek düşüyor.

Bu kitabın çağrıştırdıkları üzerine çok konuşulur ama kıyam etmeyeceğiz madem susalım bari.

Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin Öncelikle kitabı elime alır almaz burada yaptığım yorumlara karşılık beni hiç utandırmamış bir kitap.

Ahraz, kucağında bir melek taşısalar bile hiçbir kapının onlara açılmadığı, hasbelkader açılsa bile açanın içindeki irini karşısındakinin canını yakacağını bile-isteye akıtarak kapattığı “dışarıdakilerin” hikayesi.

Ahraz; kurgusu, edebi dili ve anlattığı hikayesi ile bence bir başyapıt. Hikayenin içine yedirilmiş, yerli yerine konulmuş mitolojik öyküleri ile baş döndürücü bir eser olmuş.

Son dönemde ötekilere ilişkin okuduğum Türkçe yazılmış eserlerde hep şikayet ettiğim şey bu kitapta hiç yok. Dünyanın belası, nefreti ve işini gördüğü müddetçe görmemezliği yeterli değilmiş gibi ifritin ve ahrazın başına olmadık şeyler getirmemiş yazar. İfrit, kucağında ateşler içinde bir melekle kapıları çalarken basit bir yardım için o kapılar ya açılmamış ya da yüzüne kapanmışsa daha da ne olsun ki...

Başkasının yarattığı güzellikler kendisinin değil diye nefretle bakan, onların mutluluğundan mutsuz olan, kendinden zayıfın üzerinde tepinmekten büyük keyif alanlar lanetlerini kendileri yaratırken bir günah keçisi ile her şeyden kurtulmayı umarlar ve hep bir günah keçisi bulurlar.

Yazacağım her cümle eksik kalacak; yarın dönüp okuduğumda “anlatamamışım, güçsüz kalmış,” diyeceğim için uzatmıyorum. Buraya verdiğim yıldızı arttırmaya geldim ama yeterli yıldız yokmuş diyip çekilmeden önce, yazarın “Ben bizi uyandıracak olanın kanatlı bir diriliş meleği değil sınırın dışına ittiğimiz kara keçiler olacağına inanıyorum,” gibi bir cümle kurduğu röportajını buraya bırakıyorum.

https://m.bianet.org/biamag/yasam/142...

İyi okumalar. Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin Kadınlığını bir lanet misali en sonunda kefen olarak üzerine giymiş bildiğim tüm o isimleri hatırladım okurken. Topraklarımız kadının suyunu çıkardı asırlardır, posasını bırakmadı. Efsaneler, masallar bile eril nihayetinde. Orada bile bir yer bulunamamış kadınlara. O yüzden böyle anlatıları ekstra önemsiyorum. Deniz Gezgin hikâyesini mitolojilere yaslayarak, alttan bir metin üstten bir metinle kotarmış romanını. Sizi ülkenin bir yerlerinde şuan yaşandığına emin olduğumuz son derece gerçek bir kıyamet atmosferine davet ediyor. İfrit olmanın dayanılmaz ötekiliğini yaşatıyor. Kinin haklı sebebi oluyor.

Son zamanlarda okuduğum en güzel Türkçe yazılmış romandı. Üslup sonrası için meraklandırıyor. Siz de okuyun derim, bittiğinde karşı adaya bir selam çakın, belli mi olur belki duyarız…
Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin “İçin kanıyor şimdi biliyorum, bir can aldın diye dövünüyorsun. Korkma çocuk, biz o cennete hiç alınmadık.”

Çok etkileyici bir kitaptı, es geçilmemesi gereken bir kalem Deniz Gezgin. Ahraz AUTHOR Deniz Gezgin

Ahraz